Dudak dolgusu, dudak hacmini artırmak ve şekil vermek amacıyla uygulanan estetik işlemdir. Genellikle 18 yaşından itibaren yapılabilir. Daha erken yaşlarda yalnızca medikal gerekçelerle hekim onayıyla uygulanması mümkündür.
Genç yaşta yapılan dudak dolgusu daha çok estetik amaçlıdır. Yaş ilerledikçe hacim kaybı ve dudak incelmesi görüldüğünden, bu işlem aynı zamanda gençleştirici etki sağlar.
Dudak dolgusu, kişinin yüz oranları, dudak yapısı ve beklentilerine göre planlanır. Kullanılan dolgu maddesi genellikle hyaluronik asittir ve güvenli bir uygulama olarak kabul edilir.
İşlem sonrası etkiler hemen görülür, ancak dolgunun kalıcılığı 6 ila 12 ay arasında değişir. Düzenli yenileme seansları ile doğal, hacimli ve estetik görünümlü dudaklar korunabilir.
İçindekiler
Dudak Dolgusu ve Dudak Botoksu Arasındaki Farklar
Dudak estetiğinde sıkça karıştırılan iki yöntem dudak dolgusu ve botokstur. Dudak dolgusu, dolgun ve hacimli dudaklar elde etmek amacıyla tercih edilir. Bu yöntemde, hyaluronik asit içerikli dolgu maddeleri dudak bölgesine enjekte edilerek istenilen dolgunluğa ulaşılır. Öte yandan, botoks kasların hareketini kısıtlayarak kırışıklıkların azalmasına yardımcı olur. Dolayısıyla, dudak botoksu diye bir uygulama olmayıp, botoks ve dudak dolgusu estetik amaçlarla kullanılan farklı tedavi yöntemleridir. Her iki yöntem de kişinin ihtiyaçlarına göre estetik bir görünüm sağlar.
Dudak Dolgusunun Sağladığı Estetik ve Sağlık Açısından Yararları
Dudak dolgusu uygulaması, dudakların daha dolgun ve çekici bir görünüme kavuşmasını sağlar. Aynı zamanda dudaklardaki asimetrik görünümler düzeltilir. Dudak dolgusu ile sağlanan hacim artışı, dudak çevresindeki nemin korunmasına yardımcı olur ve bu da cildin daha genç görünmesine katkıda bulunur. İşlemin sağladığı avantajlar arasında:
- Kanama, ağrı ya da morluk gibi yan etkilerin minimal olması,
- Cerrahi bir müdahale gerektirmemesi,
- Uygulama sonrasında dudaklardaki değişimin hemen fark edilmesi,
- Dudaklara hyaluronik asit dolgusu ile ekstra parlaklık ve canlılık kazandırılması,
- Sonuçların kalıcı olmamasına karşın uzun süreli memnuniyet sağlaması,
- Dolgu maddelerinin genellikle alerjik reaksiyonlara yol açmaması,
sayılabilir. Bu yararlar, dudak dolgusunun sadece estetik bir işlem olmanın ötesinde, bireylerin özgüvenini ve sosyal etkileşimlerini olumlu yönde etkileyebilecek bir uygulama olduğunu gösterir.
Dudak Dolgusu Süresi ve Kalıcılığı
Dudak dolgusu uygulaması estetik görünümü iyileştirmek için tercih edilen bir yöntemdir. İlk adım olarak, dudağın uyuşturulması gerekmektedir. Bu aşama, anestezik krem kullanılarak gerçekleştirilir. Kremin uygulanmasından on beş dakika sonra dolgu işlemine başlanabilir. İşlem sırasında, dolgu maddesi dikkatlice dudağa enjekte edilir. Tüm süreç genellikle 15 ile 20 dakika arasında tamamlanır. Dudak dolgusunun etkisi ve kalıcılığı ise bazı faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterir:
- Kişinin yaşam tarzı
- Fiziksel özellikler
- Kullanılan dolgu maddesinin özelliği
Bu faktörlerin etkisiyle, dolgu maddesinin dudakta kalma süresi 6 aydan 10 aya kadar uzayabilir. Dolayısıyla, uygulamanın etkilerinin uzun süreli olup olmadığı kişiden kişiye farklılık gösterir.
Dudak Dolgusu Sonrası Yan Etkiler
Dudak dolgusu, estetik amaçlarla yapılan popüler bir işlemdir. İşlem sırasında dikkat ve uzmanlık gerektirir. İşlem sonrası bazı yan etkiler beklenir:
- Hafif morumsu görünüm
- Kızarıklık
- Şişlik
Bu yan etkiler, işlemin doğal bir parçasıdır. Genellikle, bu etkilerin yok olma süresi kısa sürelidir. İki ya da üç gün içinde yan etkilerin azaldığı görülür. Dolayısıyla, dudak dolgusu sonrası yaşanan bu geçici yan etkiler, işlemin başarısını etkilemez. Önemli olan, bu işlemin deneyimli ve bu alanda uzmanlaşmış kişiler tarafından yapılmasıdır. Bu şekilde, yan etkilerin yönetimi daha kolay olur ve istenmeyen durumlar minimuma indirgenir.

Prof. Dr. Murat Songu was born in İzmir in 1976. After graduating from İzmir Atatürk High School, he entered Ege University Faculty of Medicine in 1994. He completed his specialization training in Otorhinolaryngology at Celal Bayar University. On September 5, 2014, he became eligible for the title of “Associate Professor of Otorhinolaryngology” after passing the oral exam held at Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Hospital. Having won the Turkish Society of Otorhinolaryngology and Head and Neck Surgery Scholarship, he worked in the Robotic Surgery Unit at UPMC (University of Pittsburgh Medical Center) in Pittsburgh, USA, between February 2016 and May 2016. On April 2, 2021, he was promoted to “Professor of Otorhinolaryngology.”