Jawline dolgusu, çene hattının belirginleştirilmesi ve yüz konturunun netleştirilmesi amacıyla yapılan estetik bir enjeksiyon işlemidir. Hyalüronik asit bazlı dolgu maddeleri, çene kenarlarına enjekte edilerek çerçeve etkisi yaratır ve daha keskin bir yüz profili sunar.
Yüz simetrisini artırma amacıyla yapılan jawline dolgusu, özellikle çene hattı belirsiz olan bireylerde alt yüzün daha güçlü görünmesini sağlar. Bu uygulama kadınlarda zarif, erkeklerde ise maskülen bir görünüm kazandırabilir.
Sarkmaları toparlama ve yüz ovalini netleştirme amacıyla yapılan dolgular, yaşlanmaya bağlı olarak gevşeyen cilt yapısını destekler. Jawline hattı boyunca uygulanan dolgu ile daha genç ve sıkı bir görünüm elde edilir.
İşlem lokal anestezi ile ortalama 20-30 dakikada tamamlanır. Uygulama sonrası hafif ödem veya morluk oluşabilir; ancak günlük hayata dönüş genellikle aynı gün mümkündür. Dolgunun etkisi kişiye göre değişmekle birlikte 12-18 ay süresince kalıcılığını korur.
| Bilmeniz Gerekenler | Bilgi |
| Tanım | Jawline dolgusu, çene hattını daha keskin, simetrik ve belirgin hale getirmek için alt yüz hattına uygulanan estetik dolgu işlemidir. Mandibula hattını vurgulamak ve yüz konturunu iyileştirmek amacıyla yapılır. |
| Amaç | Alt yüzü şekillendirmek, çene geriliğini düzeltmek, sarkmaları kamufle etmek ve yüz hatlarını orantılı hale getirmektir. Kadınlarda daha zarif, erkeklerde daha maskülen bir görünüm hedeflenir. |
| Uygulama Süreci | İşlem öncesi çene hattı antiseptik ile temizlenir. Gerekirse lokal anestezik krem uygulanır. Dolgu maddesi, iğne veya kanül aracılığıyla mandibula kemiği boyunca planlanmış bölgelere enjekte edilir. Uygulama süresi ortalama 20–30 dakikadır. |
| Kullanılan Maddeler | Genellikle hyalüronik asit bazlı, yoğun kıvamlı dolgular tercih edilir. |
| Etki Süresi | Ortalama 12–18 ay kalıcılık gösterir. Etki süresi kullanılan dolgu tipine, kişinin yaşına ve yaşam tarzına göre değişebilir. |
| Etki Başlangıcı | Dolgu uygulaması sonrası hemen gözle görülür sonuçlar alınır. Ödem ve şişlik geçtikten sonra nihai görünüm birkaç gün içinde ortaya çıkar. |
| Uygulama Alanları | Mandibula kemiği boyunca çene köşeleri (angle), çene hattı (jawline) ve çene ucu ile kulak önü geçiş bölgeleri gibi alanlara uygulanır. |
| Kimler İçin Uygundur | Çene hattı belirsiz olanlar, yüz şekli orantısız olanlar, yaşa bağlı sarkmaları kamufle etmek isteyenler ve daha keskin bir alt yüz profili isteyen bireyler için uygundur. |
| İyileşme Süreci | Genellikle işlem sonrası hemen normal hayata dönülebilir. Hafif şişlik, kızarıklık veya morluk olabilir; bunlar kısa sürede düzelir. |
| Riskler ve Yan Etkiler | Geçici ağrı, ödem, morluk, asimetri, enfeksiyon riski ve nadiren damarsal komplikasyonlar (vasküler oklüzyon) görülebilir. |
| Kontrendikasyonlar | Hamilelik, emzirme, aktif cilt enfeksiyonları, otoimmün hastalıklar veya dolgu maddelerine alerjisi olan bireylerde uygulanmaz. |
| Uygulama Sıklığı | Kalıcılığı azaldığında genellikle yılda bir kez tekrarlanabilir. |
| Alternatif Yöntemler | Çene hattı cerrahisi, çene implantları, liposuction veya cilt sıkılaştırıcı cihazlarla yapılan işlemler alternatif olabilir. |
İçindekiler
Jawline Dolgusu Nedir ve Yüz Estetiğindeki Temel Amacı Nedir?
Yüz güzelliğinden bahsettiğimizde aslında hepimiz farkında olmadan belirli oranlara ve simetriye odaklanırız. Yüzün çatısını elmacık kemikleri oluştururken, temelini ve çerçevesini ise çene hattı belirler. Jawline dolgusu, işte bu temeli sağlamlaştırma sanatıdır. Bu işlemi sadece cildin altına bir dolgu maddesi enjekte etmek olarak görmemek gerekir; bu aslında bir nevi yüz mimarlığıdır.
Zamanla veya genetik yapımız gereği, bu çerçeve bazen istediğimiz kadar güçlü olmayabilir. Bazı hastalarımızda alt çene kemiği doğuştan daha geridedir veya daha küçüktür. Bu durum yüzün olduğundan daha yuvarlak görünmesine, hatta kilo problemi olmasa bile gıdı varmış gibi bir algı oluşmasına neden olur. Bazen de yaşlanma süreci devreye girer. Yıllar geçtikçe sadece cildimiz değil kemiklerimiz de hacim kaybeder. Alt çene kemiği küçüldükçe, üzerindeki yumuşak dokuyu taşıyamaz hale gelir ve yerçekiminin etkisiyle yanaklar aşağı doğru inmeye başlar.
Jawline dolgusu uygulamasındaki temel amacımız, kaybolan bu kemik desteğini taklit etmek ve cildi yeniden yukarı taşımaktır. Keskin bir çene hattı oluşturduğumuzda, yüz ile boyun arasındaki geçiş netleşir. Bu netlik, boynun daha uzun ve zarif görünmesini sağlarken, yüzün daha “lift” edilmiş, yani yukarı kalkmış durmasına yardımcı olur. Estetik cerrahi bakış açısıyla, güçlü bir çene hattı yüzdeki altın oranı yakalamanın en kritik adımlarından biridir.
Erkek ve Kadın Hastalar İçin Jawline Dolgusu Planlaması Nasıl Ayrışır?
Estetik uygulamalarda “tek tip” bir yaklaşımdan söz etmek imkansızdır, özellikle de konu çene hattı olduğunda cinsiyet faktörü belirleyici bir rol oynar. Kadın ve erkek anatomisi, hormonların etkisiyle farklı kemik yapılarına ve kas kütlelerine sahiptir. Dolayısıyla estetik hedeflerimiz de bu doğrultuda tamamen farklılaşır.
Erkek hastalarda hedefimiz genellikle “maskülenizasyon” yani daha erkeksi hatlar yaratmaktır. Erkek yüzünde çene hattının daha geniş, köşeli ve belirgin olması arzu edilir. Çene köşesi dediğimiz kulağın altındaki bölgenin dışa doğru çıkık olması ve çene hattının yere daha paralel, düz bir çizgi halinde uzanması erkeğe güçlü ve karizmatik bir ifade katar.
Kadınlarda ise durum çok daha hassastır. Burada amacımız yüzü sertleştirmek değil aksine daha çekici ve feminen bir hat oluşturmaktır. Kadınlar için ideal olan “V” şeklinde veya yumuşak bir oval formda daralan, ancak sınırları net bir çene hattıdır. Çene köşesinin çok fazla genişletilmesi, kadına erkeksi bir ifade verebileceği için bundan kaçınırız. Kadınlarda hedeflediğimiz özellikler şunlardır:
- Keskin hatlar
- Zarif geçişler
- Sivri çene ucu
- Net profil
- Yumuşak köşeler
Bu nedenle her iki cinsiyet için de kullanılan dolgu miktarı, enjeksiyon noktaları ve uygulama tekniği tamamen kişiye özel olarak planlanır.
Jawline Dolgusu Hangi Malzemelerle Yapılır?
Çene hattı, yüzün diğer bölgelerine göre daha güçlü bir desteğe ihtiyaç duyar. Dudağa veya göz altına yaptığımız yumuşak dolgular burada işe yaramaz. Çünkü çene hattında deriyi kaldırmak ve kemik hissi vermek isteriz. Bu yüzden “kaldırma kapasitesi” (G-prime) yüksek, daha sert ve yoğun dolguları tercih ederiz.
En sık başvurduğumuz ve güvenilirliği kanıtlanmış malzeme Hyaluronik Asit (HA) bazlı dolgulardır. Hyaluronik asit, aslında vücudumuzda, cildimizde ve eklemlerimizde doğal olarak bulunan bir maddedir. Laboratuvar ortamında çapraz bağlarla güçlendirilerek jel formuna getirilir. Bu malzemenin en büyük avantajı, vücutla tam uyumlu olması ve en önemlisi “geri dönüştürülebilir” olmasıdır. Yani estetik sonuçtan memnun kalınmazsa veya nadir de olsa bir komplikasyon gelişirse, özel bir enzimle (hyaluronidaz) eritilip yok edilebilir. Bu özellik hem hekim hem de hasta için büyük bir güvenlik konforudur.
Bir diğer seçenek ise Kalsiyum Hidroksiapatit (CaHA) içeren dolgulardır. Bu maddeler, kemik mineraline benzer yapıdadır. Sadece hacim vermekle kalmazlar, aynı zamanda cilt altında biyolojik bir uyarı başlatarak kolajen üretimini tetiklerler. Bu sayede dolgu erise bile cildin kalitesi artmış ve sıkılaşmış olur. Hangi malzemenin kullanılacağı, hastanın cilt kalınlığına ve kemik yapısına göre muayene sırasında belirlenir.
Uygulama Sırasında Ağrı Hissedilir mi ve Jawline Dolgusu Nasıl Yapılır?
Hastalarımın en büyük endişelerinden biri her zaman ağrıdır. Ancak jawline dolgusu sanılanın aksine oldukça konforlu bir işlemdir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte kullandığımız yeni nesil dolguların hemen hemen hepsi, kendi içlerinde lokal anestezik madde barındırır. Bu da enjeksiyon sırasında ilacın dağıldığı bölgenin uyuşmasını sağlar.
Kliniğe girdiğinizde uygulama bölgesine güçlü bir anestezik krem sürülür ve yaklaşık 15-20 dakika beklenir. Bu süre sonunda cilt yüzeyi büyük ölçüde hissizleşir.
İşlem sırasında “kanül” dediğimiz, ucu sivri olmayan, esnek ve ince aparatlar kullanmayı tercih ediyoruz. Kanül, tek bir noktadan girerek geniş bir alana ulaşmamızı sağlar. Ucu künt olduğu için cilt altındaki damar ve sinirleri kesmez, onların yanından süzülerek geçer. Bu sayede hem morarma riski minimuma iner hem de işlem çok daha güvenli hale gelir. Bazı spesifik noktalarda, özellikle kemik hattını netleştirmek için ince uçlu iğneler de kullanabiliriz. Uygulama ortalama 15-30 dakika sürer. Hasta işlemden hemen sonra aynaya bakıp sonucu görebilir ve sosyal hayatına kaldığı yerden devam edebilir.
Jawline Dolgusu Uygulamasında Hangi Anatomik Riskler Vardır?
Medikal estetik işlemler dışarıdan basit gibi görünse de aslında derin bir anatomi bilgisi gerektirir. Yüzümüz, altında sayısız damar, sinir ve kas barındıran karmaşık bir haritadır. Özellikle çene hattı ve çevresi, yüzü besleyen ana atardamarların geçtiği kritik bir bölgedir.
Bu nedenle jawline dolgusu, sadece “dolgu sıkmak” değildir. Hekimin, dolguyu hangi katmana, hangi derinliğe ve hangi açıyla bırakacağını milimetrik olarak bilmesi gerekir. En korkulan risk, dolgu maddesinin yanlışlıkla bir damar içine verilmesi veya damara baskı yapması sonucu kan dolaşımının bozulmasıdır. Biz buna “vasküler oklüzyon” diyoruz. Ancak bir KBB ve Yüz Estetik Cerrahı olarak bizlerin eğitimi, bu anatomik yapıların yerleşimini, derinliğini ve varyasyonlarını ezbere bilmek üzerine kuruludur.
Riskleri minimize etmek için kullandığımız bazı yöntemler şunlardır:
- Kanül kullanımı
- Aspirasyon tekniği
- Yavaş enjeksiyon
- Küçük boluslar
- Anatomik işaretleme
Güvenli bir uygulama için hekiminizin tecrübesi ve anatomiye hakimiyeti, kullanılan malzemenin kalitesi kadar önemlidir.
Jawline Dolgusu Gıdı Görünümünü Gizlemeye Yardımcı Olur mu?
Jawline dolgusu doğrudan bir “gıdı eritme” işlemi değildir, ancak yarattığı illüzyonla gıdı görünümünü mükemmel bir şekilde kamufle edebilir.
Mekanizma şöyle çalışır: Çene hattı zayıf olan kişilerde, yüz ile boyun birleşik gibi durur. Bu da gıdı bölgesindeki en ufak bir fazlalığın bile göze batmasına neden olur. Biz dolgu ile çene hattını öne ve yanlara doğru genişlettiğimizde, cildi bir çadır gibi gereriz. Çene kemiği belirginleştiğinde, gıdı bölgesi bu hattın altında ve gölgede kalır. Çene ile boyun arasındaki sınır keskinleşir.
Hafif ve orta düzeydeki gıdı problemlerinde bu yöntem çok etkilidir. Ancak eğer hastanın gıdı bölgesinde çok yoğun bir yağlanma varsa, sadece dolgu yapmak yüzü olduğundan büyük gösterebilir. Böyle durumlarda kombine tedaviler devreye girer. Önce o bölgedeki yağı eritmek veya almak, sonrasında dolgu ile hattı keskinleştirmek çok daha doğru ve estetik bir sonuç verir.
Jawline Dolgusu Ne Kadar Süre Kalıcıdır?
Dolgunun kalıcılığı matematiksel bir kesinliğe sahip değildir, çünkü her insanın biyolojik yapısı parmak izi gibi farklıdır. Ancak genel bir ortalama vermek gerekirse, jawline bölgesinde kullanılan dolguların kalıcılığı 12 ila 18 ay arasında değişmektedir.
Bu süreyi etkileyen en önemli faktör metabolizma hızınızdır. Bazı insanların vücudu dolguyu daha hızlı parçalar ve emer. Ayrıca yaşam tarzınız da süreyi belirler. Kalıcılığı etkileyen faktörler şunlardır:
- Sigara kullanımı
- Su tüketimi
- Spor yoğunluğu
- Metabolizma hızı
- Uyku düzeni
- Stres seviyesi
İyi haber şu ki dolgu uygulamaları kümülatif bir etkiye sahiptir. Yani dolgu tamamen erimeden, belli aralıklarla yapılan küçük dokunuşlar (touch-up), kalıcılık süresini ciddi oranda uzatır. Düzenli yaptıran hastalarda, ikinci veya üçüncü uygulamadan sonra kalıcılığın çok daha uzun sürdüğünü gözlemliyoruz.
Kimler Jawline Dolgusu İçin İdeal Aday Olarak Kabul Edilir?
Aslında yüz hattını güçlendirmek isteyen hemen hemen her yetişkin bu işlem için aday olabilir. Ancak en dramatik ve memnuniyet verici sonuçları aldığımız belirli hasta grupları vardır:
Öncelikle, yapısal olarak alt çenesi küçük veya geride olan kişiler (mikrognati) bu işlemden büyük fayda görür. Bu hastalarda çeneyi öne almak, tüm profil dengesini düzeltir ve burnun daha küçük görünmesini sağlar. İkinci grup ise yaşlanma belirtileri başlayan orta yaş grubudur. Yüz ovali bozulmaya, yanaklar sarkmaya başlayan kişilerde jawline dolgusu bir toparlanma sağlar.
Ayrıca kilo alıp verme sonrası cildinde gevşeme olanlar veya yüzü çok yuvarlak olup daha köşeli hatlar isteyenler de uygun adaylardır. İdeal aday özellikleri şunlardır:
- Küçük çene
- Belirsiz hatlar
- Hafif sarkma
- Yuvarlak yüz
- Asimetrik çene
Bununla birlikte hamilelik ve emzirme dönemindeki kadınlara, aktif otoimmün hastalığı olanlara veya uygulama bölgesinde enfeksiyonu bulunanlara bu işlemi uygulamıyoruz.
Jawline Dolgusu Sonrası İyileşme Sürecinde Neler Beklenir?
İşlem sonrası sosyal hayatınızdan kopmanıza gerek yoktur, ancak vücudunuzun verdiği doğal tepkilere hazırlıklı olmalısınız. Enjeksiyon yapılan bölgelerde hafif kızarıklık, ödem ve bazen iğne giriş yerlerinde minik morluklar oluşması son derece normaldir. Bu durumlar genellikle birkaç gün içinde, en geç bir hafta sonunda tamamen kaybolur.
İlk birkaç gün çene bölgenizde sertlik veya hassasiyet hissedebilirsiniz. Bu dolgunun dokuyla bütünleşme sürecidir. İlk 24 saat içinde yapmamanız gerekenler şunlardır:
- Sıcak banyo
- Ağır spor
- Alkol tüketimi
- Makyaj yapmak
- Yüz üstü yatmak
Ayrıca ilk birkaç gün bol su içmenizi önerilir. Hyaluronik asit su tutan bir moleküldür; su içtikçe dolgunuz daha iyi oturur ve daha canlı görünür. En önemlisi, hekiminiz önermedikçe bölgeye sert masaj yapmamalı ve ovuşturmamalısınız.
Jawline Dolgusu Başka Hangi İşlemlerle Kombine Edilebilir?
Yüz estetiğinde bütünsel yaklaşım esastır. Bazen tek başına jawline dolgusu, hastanın istediği sonucu vermeyebilir. Bu noktada “kombine terapiler” devreye girer. Yüzü bir puzzle gibi düşünürsek, parçaları doğru birleştirmek gerekir.
Örneğin hastamızın masseter (çiğneme) kasları çok güçlüyse ve yüzü yanlara doğru genişletiyorsa, önce “Masseter Botoksu” yaparız. Bu işlem yüzün alt kısmını inceltir. Ardından jawline dolgusu yaparak hattı keskinleştiririz. Bu ikili, “V-Shape” yani ters üçgen yüz formunu yakalamak için harika bir kombinasyondur.
Bir diğer sık yaptığımız kombinasyon ise “Elmacık Dolgusu” ile birlikteliğidir. Eğer yanaklarda çökme ve sarkma varsa, önce elmacık kemiklerini doldurarak yüzü yukarı asarız (lifting etkisi), ardından çene hattını belirginleştiririz. Sık tercih edilen kombinasyonlar şunlardır:
- Çene ucu dolgusu
- Masseter botoksu
- Elmacık dolgusu
- Gıdı lipoliz
- İp askı
İşlemden Sonra Doğal Olmayan Bir Görünüme Sahip Olur muyum?
Hastaların en büyük korkusu “başkasına benzemek” veya abartılı, yapay bir çeneye sahip olmaktır. Sosyal medyada gördüğümüz bazı aşırı uygulamalar bu korkuyu besleyebiliyor. Ancak profesyonel bir hekimin elinde bu risk yok denecek kadar azdır.
Doğallık, kişinin anatomik sınırlarına saygı duymakla başlar. Herkese aynı şablonu uygulamak yerine, kişinin mevcut kemik yapısına uygun, oranları bozmayan bir planlama yapılmalıdır. İyi yapılmış bir jawline dolgusu, karşıdan bakıldığında “çenesine bir şey yaptırmış” dedirtmez; “yüzünde bir tazelik var, kilo mu verdin?” dedirtir.
Kullanılan malzeme miktarı da bu noktada önemlidir. Tek seansta aşırı dolgu yüklemek yerine, gerekirse aşamalı olarak ilerlemek her zaman daha doğal sonuçlar verir.
Jawline Dolgusu Yaptırmadan Önce Nelere Dikkat Etmelisiniz?
Karar verme aşamasındaysanız, en önemli adım doğru hekimi seçmektir. Bu işlem basit bir kozmetik uygulama değil tıbbi bir prosedürdür. Hekiminizin anatomi bilgisini, tecrübesini ve kullandığı ürünlerin kalitesini sorgulamaktan çekinmeyin.
Piyasada çok sayıda farklı dolgu markası bulunmaktadır. FDA onaylı ve güvenilirliği kanıtlanmış ürünlerin kullanılması, hem sağlığınız hem de sonucun kalitesi açısından kritiktir.
Eğer kan sulandırıcı ilaç kullanıyorsanız, doktorunuza danışarak işlemden birkaç gün önce bırakmanız morluk riskini azaltacaktır. Ayrıca uçuk geçmişiniz varsa bunu da belirtmenizde fayda var.
Sıkça Sorulan Sorular
Jawline dolgusu hangi durumlarda tercih edilir?
Jawline dolgusu, çene hattını belirginleştirmek, yüz konturunu netleştirmek ve çene-altı bölgesindeki sarkmaları azaltmak amacıyla uygulanır. Özellikle alt yüz hattında şekil bozukluğu olan bireylerde tercih edilir.
Jawline dolgusu uygulaması nasıl yapılır?
İşlem sırasında dolgu maddesi çene çizgisi boyunca özel tekniklerle enjekte edilir. Genellikle kanül veya ince iğnelerle yapılan uygulama lokal anestezi içerdiğinden ağrısızdır ve 20-30 dakika sürer.
Jawline dolgusu kadın ve erkeklerde farklı mı uygulanır?
Evet, erkeklerde daha köşeli ve keskin hatlar oluşturmak amaçlanırken, kadınlarda daha yumuşak ve zarif bir çene hattı hedeflenir. Cinsiyete özel yüz oranları dikkate alınır.
Jawline dolgusu ne kadar kalıcıdır?
Kullanılan dolgu maddesine bağlı olarak kalıcılık süresi 9 ila 12 ay arasında değişir. Kişinin metabolizması ve yaşam tarzı da etkinin süresini etkileyebilir.
Jawline dolgusu sonrası yan etki oluşur mu?
Hafif ödem, kızarıklık veya morluk görülebilir ancak genellikle birkaç gün içinde geçer. Nadir durumlarda asimetri veya nodül oluşumu olabilir, bu durumda doktor kontrolü gerekebilir.
Jawline dolgusu sonrası spor yapılabilir mi?
İlk 24-48 saat içinde ağır egzersiz önerilmez. Dolgunun yerleşmesini engellememek için bu süre zarfında yüz bölgesine baskıdan kaçınılmalıdır.
Jawline dolgusu yüz ifadesini nasıl etkiler?
Doğru uygulandığında yüz ifadesini olumlu etkiler; daha simetrik, genç ve dinamik bir görünüm sağlar. Aşırı uygulamalarda yapay bir ifade ortaya çıkabilir.
Jawline dolgusu ile ameliyatlı çene estetiği arasındaki fark nedir?
Jawline dolgusu cerrahi olmayan, geçici bir yöntemdir. Ameliyat ise kalıcı sonuç sağlar ancak iyileşme süresi ve riski daha yüksektir. Dolgu, cerrahiye alternatif olarak kısa vadeli çözüm sunar.
Jawline dolgusu zayıf yüz hatları olanlarda etkili olur mu?
Evet, özellikle yüzü daha ince ya da çene hattı belirsiz olan kişilerde jawline dolgusu yüzün genel oranlarını dengeleyerek daha güçlü bir görünüm kazandırır.
Jawline dolgusu sonrası ne zaman günlük hayata dönülebilir?
İşlem sonrası genellikle hemen günlük yaşama dönülebilir. Hafif hassasiyet dışında ciddi bir iyileşme süreci gerekmez; ancak ilk gün bazı aktivitelerden kaçınılmalıdır.

Prof. Dr. Murat Songu – Burun Estetiği (Rinoplasti) Uzmanı
Prof. Dr. Murat Songu, 1976 yılında İzmir’de doğmuş, tıp eğitimini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladıktan sonra Celal Bayar Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. 2005–2006 yıllarında Fransa’nın Bordeaux kentinde Prof. Vincent Darrouzet ve Dr. Guy Lacher gibi rinoloji alanının önde gelen cerrahlarıyla çalışarak rinoplasti, fonksiyonel burun cerrahisi ve kafa tabanı cerrahisi üzerine ileri eğitim almıştır.
Burun estetiğinde doğal görünüm, nefes fonksiyonunun korunması ve yüz estetiği dengesini ön planda tutan Prof. Dr. Songu, açık teknik rinoplasti, piezo (ultrasonik) rinoplasti, revizyon rinoplasti, burun ucu estetiği ve fonksiyonel septorinoplasti operasyonlarında ulusal ve uluslararası düzeyde tanınan bir cerrahtır. Yurt içi ve yurt dışında çok sayıda rinoplasti kongresinde eğitici ve konuşmacı olarak yer almış; yüz estetiği ve burun cerrahisinde modern tekniklerin yaygınlaşmasına öncülük etmiştir.
100’den fazla bilimsel yayını, kitap bölümü yazarlıkları ve 1700’ü aşkın uluslararası atfıyla rinoplasti alanında Türkiye’nin en saygın akademisyenlerinden biri olan Prof. Dr. Murat Songu, doğal, yüzle uyumlu ve fonksiyonel sonuçlar hedefleyen cerrahi yaklaşımıyla hem bilimsel hem estetik başarıları bir araya getirmektedir.

