Burun estetiği ameliyatı, estetik görünümün yanı sıra solunum fonksiyonlarını iyileştirmeyi amaçlar. Operasyon, hastanın yüz yapısına uygun olarak planlanır ve kişiye özel uygulanır.
Ameliyat öncesi detaylı muayene, fotoğraf analizi ve beklentilerin doğru belirlenmesi sürecin başarısını artırır. İşlem genellikle genel anestezi altında yapılır.
Ameliyat sonrası ilk günlerde şişlik, morluk ve hafif ağrı normaldir. Düzenli bakım ve doktor kontrolleriyle bu şikâyetler kısa sürede azalır.
Burun estetiği kalıcı sonuçlar sağlar. Doğru cerrahi teknikle doğal, yüz ile uyumlu ve fonksiyonel bir burun görünümü elde edilir.
İçindekiler
Burun Estetiği Riskleri
Her cerrahi işlem gibi rinoplasti ameliyatının da belirli riskleri bulunmaktadır. Burun estetiği ameliyatında karşılaşılabilecek risklerin bilincinde olmak, hasta için oldukça önem taşır. Başta gelen risklerden biri kanamadır. Ancak bu, genellikle hayati bir tehdit oluşturan ciddi bir kanama değildir. Enfeksiyon riski de unutulmamalıdır.
Ayrıca, rinoplasti ameliyatına özgü bazı riskler şunlardır:
- Burundan nefes almakta sorun yaşanması.
- Burunda ve çevresinde kalıcı uyuşukluk.
- Eşitsiz görünen bir burun oluşması.
- Uzun süren ağrı, renk değişikliği veya şişlik.
- Yara izi oluşumu.
- Sol ve sağ burun delikleri arasındaki duvarda delik oluşması.
- Ek bir ameliyat ihtiyacı.
- Koku alma duyusunda değişiklikler.
Bunların yanı sıra, burun estetiği sonrasında bazı hastalarda istenen estetik sonuçların tam olarak elde edilememesi olasılığı da vardır. Ancak bu durum hasta beklentileri ve fiziksel koşullar gibi birçok faktöre bağlıdır. Bu nedenle doktor tavsiyeleri ve bilgilendirme sürecine büyük bir özen gösterilmelidir. Rinoplasti ameliyatı düşünen bir kişi, bu riskleri dikkate alarak ve sağlık hizmeti sağlayıcısının rehberliğinde bilinçli bir karar vermelidir.
Ameliyat Sırasında Olanlar
Rinoplasti ameliyatı, bireyin özel ihtiyaçlarına ve beklentilerine göre özelleştirilen bir süreçtir. Cerrahlar her bir burun estetiği ameliyatını, hastanın anatomi ve hedeflerine özel olarak tasarlar. Ameliyatın karmaşıklığına bağlı olarak kullanılacak anestezi türünü değişir. Sedasyonlu lokal anesteziyi genellikle daha basit işlemler için tercih edilir. Bu yöntemle, hastaya bölgesel anestezi uygulanır ve onu derin bir uyku haline getirmez; sadece uyuşukluk hissi yaratır.
Genel anestezi ise ameliyatın daha kapsamlı olduğu durumlarda kullanır. Genel anestezi uygulandığında, anestezi uzmanı hastanın tüm vücudunu uyuşturur ve bilincini kaybetmesini sağlar. Anestezi uzmanı solunum tüpü kullanır, çünkü birey tamamen uykuda olacak.
Operasyon sürecinde, rinoplasti uygulanacak bölgeye dışarıdan genellikle görülmeyen bir kesik atılır. Daha sonra burun cerrahı, burun kıkırdak ve kemiklerini istenilen formda şekillendirir. Bunu yaparken, burnun doğal yapısını ve mevcut materyalleri dikkate alır.
Rinoplasti Teknikleri
Burun estetiği ameliyatı yani rinoplasti ameliyatı, tarihsel olarak yıllar içinde büyük bir evrim geçirmiştir. 1887 yılında John Roe tarafından tanımlanan ilk estetik işlemden bu yana prosedür önemli ölçüde değişmiştir. Bu ameliyatta, iki ana teknik olan açık rinoplasti ve kapalı rinoplasti öne çıkar. Açık rinoplasti geniş bir görüş sağlarken kapalı rinoplasti daha kısa sürede tamamlanır ancak daha fazla beceri gerektirir. Her iki yöntemde de başarının anahtarı, cerrahın tecrübesi ve becerisine bağlıdır.
Piezo burun estetiği, ultrasonik bir kemik kesici ile gerçekleştirilen bir tekniktir. Bu yaklaşımın özelliği yumuşak dokulara zarar vermemesidir. Tip plasti, burun ucuna özel bir müdahaleyi ifade eder. Bu yöntem, burun ucundaki estetik problemleri hedef alır ve genellikle daha hızlı iyileşme süresi sunar. Sekonder burun ameliyatı, bir önceki rinoplasti sonrası oluşan sorunları gidermek için yapılır ve genellikle daha karmaşık bir işlem gerektirir.
Albert Einstein‘in “Sınırlarımızı kabul ettiğimizde onların ötesine geçeriz.” sözü, rinoplasti ameliyatının özünü yansıtmaktadır. Kişinin fiziksel sınırlarını kabul ederek bu sınırları aşma arzusunu simgeler. Profiloplasti, bireyin profil görüntüsünü iyileştirmeyi amaçlayan kapsamlı bir yaklaşımdır. Burun estetiği ile birlikte alın, çene ve dudak gibi yüz bölgelerinin estetik açıları da göz önünde bulundurulur. Rinoplasti, kişinin en iyi versiyonunu ortaya çıkarmak için yapılan bir ameliyattır.

Prof. Dr. Murat Songu – Burun Estetiği (Rinoplasti) Uzmanı
Prof. Dr. Murat Songu, 1976 yılında İzmir’de doğmuş, tıp eğitimini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladıktan sonra Celal Bayar Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. 2005–2006 yıllarında Fransa’nın Bordeaux kentinde Prof. Vincent Darrouzet ve Dr. Guy Lacher gibi rinoloji alanının önde gelen cerrahlarıyla çalışarak rinoplasti, fonksiyonel burun cerrahisi ve kafa tabanı cerrahisi üzerine ileri eğitim almıştır.
Burun estetiğinde doğal görünüm, nefes fonksiyonunun korunması ve yüz estetiği dengesini ön planda tutan Prof. Dr. Songu, açık teknik rinoplasti, piezo (ultrasonik) rinoplasti, revizyon rinoplasti, burun ucu estetiği ve fonksiyonel septorinoplasti operasyonlarında ulusal ve uluslararası düzeyde tanınan bir cerrahtır. Yurt içi ve yurt dışında çok sayıda rinoplasti kongresinde eğitici ve konuşmacı olarak yer almış; yüz estetiği ve burun cerrahisinde modern tekniklerin yaygınlaşmasına öncülük etmiştir.
100’den fazla bilimsel yayını, kitap bölümü yazarlıkları ve 1700’ü aşkın uluslararası atfıyla rinoplasti alanında Türkiye’nin en saygın akademisyenlerinden biri olan Prof. Dr. Murat Songu, doğal, yüzle uyumlu ve fonksiyonel sonuçlar hedefleyen cerrahi yaklaşımıyla hem bilimsel hem estetik başarıları bir araya getirmektedir.

