Elmacık kemiği dolgusu, yüzün daha genç, canlı ve orantılı görünmesi amacıyla uygulanan estetik enjeksiyon işlemidir. Hyalüronik asit içeren dolgu maddeleri, elmacık kemiklerinin üzerine enjekte edilerek hacim kazandırılır ve yüz hatları belirginleştirilir.
Yüz hatlarını vurgulama amacıyla yapılan bu uygulama, özellikle yanakların sarkmasını önleyerek daha kalkık ve genç bir görünüm elde edilmesini sağlar. Elmacık kemikleri ile çene hattı arasında estetik bir denge oluşturur.
Hacim kaybını düzeltmeye yönelik yapılan elmacık dolgusu, yaşla birlikte azalan cilt altı yağ dokusunu telafi eder. Bu sayede yüz daha dolgun ve diri bir form kazanır, yaşlılık belirtileri azalır.
Uygulama sonrası iyileşme süreci genellikle hızlıdır. Enjeksiyon bölgelerinde hafif kızarıklık, ödem veya morarma oluşabilir; ancak bu etkiler kısa sürede geçer. Kalıcılığı kişisel faktörlere bağlı olarak ortalama 12–18 ay sürer.
| Bilmeniz Gerekenler | Bilgi |
| Tanım | Elmacık kemiği dolgusu, orta yüz bölgesine hacim kazandırmak, yüz hatlarını belirginleştirmek ve daha genç bir görünüm elde etmek amacıyla yapılan dermal dolgu uygulamasıdır. |
| Amaç | Yaşla birlikte azalan yanak hacmini geri kazandırmak, yüzü yukarı doğru kaldırmak, elmacık kemiklerini vurgulamak ve yüz konturunu iyileştirmek için uygulanır. |
| Uygulama Süreci | İşlem öncesi uygulama bölgesi antiseptik ile temizlenir ve gerekirse lokal anestezik krem sürülür. Dolgu maddesi ince uçlu iğne veya kanül yardımıyla elmacık kemiği üzerine veya çevresine enjekte edilir. İşlem ortalama 15–30 dakika sürer. |
| Kullanılan Maddeler | Hyalüronik asit bazlı dermal dolgu maddeleri en sık kullanılanlardır. |
| Etki Süresi | Ortalama 12–18 ay arasında kalıcıdır. Kullanılan dolgu maddesinin yoğunluğuna ve kişinin metabolizmasına bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. |
| Etki Başlangıcı | Dolgu sonrası hacim etkisi anında gözlemlenir. Hafif şişlik ve ödemin geçmesiyle nihai sonuç birkaç gün içinde netleşir. |
| Uygulama Alanları | Elmacık kemikleri (zygomatik ark), yanak üstü bölgeler ve bazen göz altı geçiş noktalarına kadar olan alanlar hedeflenir. |
| Kimler İçin Uygundur | Orta yüz hacmini kaybedenler, elmacık kemiklerini belirginleştirmek isteyenler, yüz hatlarını dengelemek isteyenler ve cerrahi istemeyen bireyler için uygundur. |
| İyileşme Süreci | İşlem sonrası genellikle günlük hayata hemen dönülebilir. Hafif şişlik, kızarıklık veya morluk oluşabilir; bunlar birkaç gün içinde geçer. |
| Riskler ve Yan Etkiler | Geçici şişlik, morluk, hassasiyet, asimetri, enfeksiyon riski ve nadiren damar tıkanıklığı gibi komplikasyonlar olabilir. |
| Kontrendikasyonlar | Hamilelik, emzirme, aktif enfeksiyon, bağışıklık sistemi hastalıkları ve dolgu maddelerine karşı alerji durumlarında uygulanmaz. |
| Uygulama Sıklığı | Etki azaldığında tekrarlanabilir. Genellikle yılda bir kez yenilenmesi önerilir. |
| Alternatif Yöntemler | Yağ enjeksiyonu, orta yüz lifting cerrahisi veya elmacık implantları gibi alternatif prosedürler mevcuttur. |
İçindekiler
Elmacık kemiği dolgusu nedir ve ne işe yarar?
Bu uygulama, dermal dolgu maddelerinin elmacık kemiği hattı boyunca, anatomik olarak belirlenmiş stratejik noktalara enjekte edilmesi işlemidir. Ancak burada amaç yanakları “tombul” göstermek değildir. Aksine, kemik yapıyı taklit ederek yüz hatlarını keskinleştirmek ve daha “kemikli” bir görünüm elde etmektir. Elmacık kemiği dolgusu hem estetik kaygıları gidermek hem de yaşlanmaya bağlı deformasyonları onarmak için kullanılır.
İşlemin sağladığı temel kazanımlar şunlardır:
- Yüz ovalinin toparlanması
- Yorgun ifadenin giderilmesi
- Daha feminen veya maskülen hatlar
- Lifting etkisi
- Göz altı desteği
Fonksiyonel açıdan bakıldığında bu işlem yüzdeki bir restorasyon çalışmasıdır. Yanak bölgesine yapılan doğru hacim takviyesi, bir “çadır direği” etkisi yaratır. Çadırın direğini yukarı kaldırdığınızda kumaşın nasıl gerildiğini hayal edin. Elmacık kemiği üzerine konulan doğru kıvamdaki dolgu da orta yüz dokularını yukarı doğru askılar. Bu sayede burun kenarından ağız köşesine inen nazolabial oluklar hafifler, göz altındaki çöküklükler dolaylı olarak desteklenir ve çene hattındaki sarkmalar toparlanır. Yani hedef sadece lokal bir dolgunluk değil bütünsel bir lifting etkisidir.
Yüzümüz yaşlandıkça elmacık kemiği bölgesinde neler değişir?
Yaşlanma dediğimiz süreç aynada gördüğümüz kırışıklıklardan çok daha derinlerde, kemik ve yağ dokusunda başlar. Otuzlu yaşlardan itibaren kafatasımızda ve özellikle yüzün orta hattında “kemik rezorpsiyonu” dediğimiz bir erime süreci başlar. Yüzü tutan iskelet desteği milim milim geri çekildikçe, üzerindeki deri ve kas dokusu artık bol gelmeye başlar. Tıpkı kilo veren birinin kıyafetlerinin bollaşması gibi, yüz derisi de desteğini kaybettiği için yerçekimine yenik düşer ve aşağı sarkar.
Bununla birlikte gençlikte elmacık kemiğinin tam üzerinde duran ve yüze o tatlı kavisini veren yağ yastıkçıkları da zamanla hacim kaybeder ve yer değiştirir. Bu yağ dokuları aşağıya, burun kenarlarına ve çene hattına doğru kayar. Sonuç olarak üst yanaklar boşalır, alt yüz ise ağırlaşır. Yüzün ağırlık merkezi aşağı kaydığı için kişi olduğundan daha yorgun, üzgün ve yaşlı görünür. Elmacık dolgusu ile yapılan müdahale, işte bu kaybolan kemik desteğini yerine koymak ve sarkan dokuları tekrar yukarıdaki orijinal yerlerine davet etmektir.
Neden bir KBB ve Baş Boyun Cerrahı tercih edilmelidir?
Medikal estetik işlemler dışarıdan bakıldığında basit enjeksiyonlar gibi algılanabilir; ancak yüz, insan vücudunun en karmaşık anatomik bölgelerinden biridir. Cildin hemen altında, milimetrik mesafelerle seyreden hayati damarlar, mimikleri kontrol eden sinir ağları ve tükürük kanalları bulunur. Elmacık kemiği dolgusu gibi derin planlara inilen ve hacim gerektiren işlemlerde, uygulayıcının anatomik bilgisi, işlemin estetik başarısı kadar güvenliğini de belirleyen en önemli faktördür.
Baş ve Boyun Cerrahisi eğitimi almış bir hekim, yüzün sadece cildine değil cildin altındaki tüm katmanlara cerrahi düzeyde hakimdir. Zigoma bölgesi, göze giden damarlarla bağlantılı arterlerin geçtiği kritik bir kavşaktır. Bu bölgede yapılacak bilinçsiz bir uygulama, damar içi enjeksiyon gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Derin anatomiye hakim bir uzman, damarların geçtiği traseleri, olası varyasyonları ve riskli bölgeleri ezbere bilir. Dolgunun nereye konulması gerektiğini bildiği kadar, “nereye konulmaması” gerektiğini de bilmek, güvenli estetiğin temel kuralıdır. Bu nedenle yüz anatomisinin derinliklerine hakim bir cerrahın elinde bu işlem riskleri minimize edilmiş güvenli bir prosedüre dönüşür.
Elmacık kemiği dolgusu uygulamasında hangi malzemeler kullanılır?
Elmacık kemiği, yüzün taşıyıcı kolonu olduğu için burada kullanılacak malzemenin de güçlü ve dirençli olması gerekir. Dudak gibi yumuşak dokulara yapılan dolgular burası için uygun değildir. Bu bölgede “kaldırma kapasitesi” (G-prime) yüksek, doku içinde yayılan değil şeklini koruyan dolgular tercih edilir.
Hyaluronik Asit (HA) Bazlı Dolgular: En yaygın ve güvenilir seçenektir. Hyaluronik asit, vücudumuzda zaten var olan bir yapı taşıdır. Elmacık kemiği için üretilen formları daha sert ve jel kıvamındadır. En büyük avantajı, sonucun anında görülmesi ve beğenilmeyen bir durumda “Hyaluronidaz” enzimi ile eritilerek geri döndürülebilmesidir. Ortalama kalıcılıkları 12-18 ay civarındadır.
Biyostimülatörler (Kolajen Aşısı/Akıllı Dolgular): Kalsiyum hidroksiapatit gibi mineral içerikli dolgular bu gruba girer. Bu materyaller sadece hacim vermekle kalmaz, enjekte edildikleri bölgede vücudun kendi kolajen üretimini tetiklerler. Yani biyolojik bir onarım süreci başlatırlar. Kemik yapısına çok benzerler ve derin plana uygulandıklarında çok güçlü bir lifting etkisi yaratırlar. Kalıcılıkları genellikle daha uzundur ve cilt kalitesini de artırırlar. Hangi malzemenin seçileceği, kişinin kemik yapısının ihtiyacına ve cilt kalınlığına göre hekim tarafından belirlenir.
İğne mi yoksa kanül mü? Güvenlik için hangisi tercih edilir?
Uygulama tekniği, en az kullanılan malzeme kadar önemlidir. Elmacık dolgusu uygulamasında iki ana araç kullanılır: Ucu sivri iğneler ve ucu künt (kör) kanüller. Güvenlik ve konfor açısından modern tıpta, özellikle orta yüz gibi riskli bölgelerde kanül kullanımı altın standart olarak kabul edilir.
Kanül kullanımının sağladığı avantajlar şunlardır:
- Daha az morarma
- Daha az şişlik
- Damar hasarı riski yok denecek kadar az
- Tek giriş noktasından geniş alan taraması
- Daha hızlı iyileşme
İğneler keskindir ve doku içinde ilerlerken yollarına çıkan kılcal damarları kesebilirler. Bu da işlem sonrası morarmaya ve daha önemlisi, dolgunun damar içine kaçma riskine neden olabilir. Kanüller ise ucu kör, esnek borucuklardır. Cilt altında ilerlerken bir damara veya sinire denk geldiklerinde, onları kesmezler, etrafından sıyrılıp geçerler. Bu özellik, travmayı minimuma indirir. Cilt üzerinde açılan tek bir minik giriş deliğinden girilerek, elmacık kemiğinin tamamına güvenle ulaşılabilir. Bu sayede hasta işlemden hemen sonra sosyal hayatına, toplantısına veya yemeğine rahatlıkla dönebilir.
Uygulama süreci nasıldır, ağrı hissedilir mi?
Hastaların en çok endişe ettiği konulardan biri acı hissidir. Ancak elmacık dolgusu, konfor düzeyi oldukça yüksek bir işlemdir. Kullanılan yeni nesil dolgu maddelerinin çoğu, kendi içlerinde lokal anestezik madde içerir. Bu sayede dolgu dokuya verilirken içeriden bir uyuşma başlar.
İşlem basamakları şunlardır:
- Temizlik ve dezenfeksiyon
- Anestezik krem uygulaması
- Enjeksiyon işlemi
- Masaj ve şekillendirme
Uygulama öncesinde bölgeye sürülen güçlü anestezik kremler, iğne giriş hissini minimuma indirir. Kanül tekniği kullanıldığında ise ağrıdan ziyade, doku altında hafif bir baskı veya dolgunluk hissi yaşanır. İşlem ortalama 15-20 dakika sürer. Hasta koltukta oturur pozisyondayken, hekim sürekli simetri kontrolü yapar. İşlemin en güzel yanı sonucun anında görülmesidir. Koltuktan kalktığınızda elmacık kemiklerinizdeki değişimi ve yüzünüzdeki toparlanmayı hemen fark edersiniz.
Elmacık kemiği dolgusu sonrası nelere dikkat edilmelidir?
İşlemden sonraki ilk birkaç gün, dolgunun dokuya yerleşmesi ve ödemin atılması açısından önemlidir. Her ne kadar “öğle arası estetiği” olarak bilinse ve sosyal hayata hemen dönülse de bazı kurallara uymak sonucun başarısını artırır.
Dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
- Aşırı sıcak banyo
- Sauna ve hamam
- Ağır spor aktiviteleri
- Yüz üstü yatmak
- Sert masaj
- Alkol tüketimi
- Diş tedavileri
İlk 24 saat boyunca bölgeye su değdirilmemesi ve makyaj yapılmaması enfeksiyon riskini önlemek için önemlidir. İlk birkaç gece sırt üstü yatmak, dolgunun yer değiştirmemesi ve ödemin daha az olması için tavsiye edilir. Ayrıca bol su içmek, özellikle hyaluronik asit dolgularının su tutma kapasitesini artırarak daha canlı ve parlak bir görünüm elde edilmesine yardımcı olur. İşlemden sonraki 2 hafta içinde ödem tamamen iner ve dolgu nihai şeklini alır. Bu sürenin sonunda hekiminizle yapacağınız kontrol muayenesinde, gerekirse küçük rötuşlar yapılabilir.
Olası yan etkiler ve riskler nelerdir?
Tıbbi her müdahalede olduğu gibi, bu işlemde de bazı yan etkiler görülebilir. Bunların çoğu geçici ve basit durumlardır. Ancak nadiren de olsa ciddi komplikasyonlar gelişebilir ve bunların yönetimi uzmanlık gerektirir.
Sık görülen geçici etkiler şunlardır:
- Hafif morluk
- Ödem
- Kızarıklık
- Hassasiyet
- Kaşıntı
Bu etkiler genellikle 2-3 gün içinde kendiliğinden geçer. Ancak asıl üzerinde durulması gereken konu, “Vasküler Oklüzyon” yani damar tıkanıklığı riskidir. Dolgunun damar içine kaçması veya damara baskı yapması durumunda doku beslenmesi bozulabilir. Bu estetik uygulamaların en korkulan komplikasyonudur. İşte bu noktada hekimin “cerrah” kökenli olması ve anatomiye hakimiyeti hayat kurtarıcıdır.
Olası bir risk durumunda kullanılan güvenlik protokolleri şunlardır:
- Hyaluronidaz enzimi
- Kan sulandırıcılar
- Sıcak kompres
- Masaj
Deneyimli bir hekim, bu komplikasyonu önlemek için ters aspirasyon (damar kontrolü) yapar, kanül kullanır ve yavaş enjeksiyon tekniği uygular. Olası bir sorunda ise anında müdahale ederek dolguyu eritir ve dolaşımı tekrar sağlar. Bu nedenle dolgu uygulamalarını basit bir kozmetik işlem olarak değil tıbbi bir prosedür olarak görmek ve yetkin ellerde yaptırmak şarttır.
Kimler bu işlem için uygun adaylardır?
Elmacık kemiği dolgusu çok geniş bir yaş aralığına ve farklı ihtiyaçlara hitap eder. Herkesin yüz yapısı ve beklentisi farklıdır, dolayısıyla “ideal aday” tanımı da kişiye göre değişir.
Uygun aday profilleri şunlardır:
- Yüzü düz olanlar
- Yanakları sarkanlar
- Yorgun görünenler
- Kontur isteyenler
- Asimetrisi olanlar
Genç hastalarda (20-35 yaş arası), genellikle yapısal olarak silik olan elmacık kemiklerini belirginleştirmek ve daha “modelvari”, keskin hatlar elde etmek amaçlanır. Burada doku kaybından ziyade bir şekillendirme (kontur) işlemi söz konusudur.
35 yaş ve üzeri grupta ise, durum daha çok “kaybedileni yerine koyma” tedavisidir. Yıllar içinde eriyen kemik ve azalan yağ dokusunun yarattığı boşluğu doldurmak, sarkan yüzü yukarı kaldırmak önceliktir. Bu grupta yapılan işlem kişiyi olduğundan farklı birine dönüştürmek değil 5-10 yıl önceki daha dinç haline geri döndürmektir. Hamileler, emziren anneler, aktif uçuk veya cilt enfeksiyonu olanlar ve bazı otoimmün hastalığı olanlar için işlem uygun olmayabilir veya ertelenmelidir.
Sonuçların kalıcılığı nasıldır ve tekrarlayan uygulamalar gerekir mi?
Elmacık kemiği dolgusu kalıcı bir işlem değildir; kullanılan materyaller zamanla vücut tarafından metabolize edilir ve emilir. Ancak bu bölge, dudak gibi çok hareketli bir alan olmadığı için dolguların kalıcılığı yüzün diğer bölgelerine göre daha uzundur.
Kalıcılığı etkileyen faktörler şunlardır:
- Dolgunun türü
- Uygulanan miktar
- Metabolizma hızı
- Yaşam tarzı
- Sigara kullanımı
Hyaluronik asit dolgular ortalama 12-18 ay dayanırken, mineral aşısı dediğimiz biyostimülatörlerin etkisi 2 yıla kadar uzayabilir. Önemli bir detay şudur: Dolgu eridiğinde yüzünüz aniden eski haline dönmez. Hacim yavaş yavaş azalır. Ayrıca düzenli yapılan uygulamalar, cildin kolajen üretimini tetiklediği için, dolgu tamamen erise bile cildiniz işleme başlamadan önceki halinden daha iyi durumda olur. Genellikle ilk uygulamadan 1 sene sonra yapılacak küçük bir takviye (touch-up), sonucun ömrünü ciddi oranda uzatır. Bu sürdürülebilir bir güzellik yatırımıdır.
Sıkça Sorulan Sorular
Elmacık kemiği dolgusu hangi estetik amaçlarla yapılır?
Elmacık kemiği dolgusu, yüz hatlarını belirginleştirmek, yanakları dolgunlaştırmak ve gençleştirme amacıyla yapılır. Aynı zamanda yüzdeki sarkmaları azaltarak daha dinamik bir görünüm sağlar.
Elmacık kemiği dolgusu nasıl bir teknikle uygulanır?
Dolgu, ince uçlu iğne ya da kanül yardımıyla elmacık kemiği üzerine enjekte edilir. Lokal anestezi içeren ürünler kullanıldığı için işlem genellikle ağrısızdır ve dakikalar içinde tamamlanır.
Elmacık kemiği dolgusu sonrası yüz ifadesi değişir mi?
Uygun miktarda ve doğru teknikle yapıldığında doğal bir sonuç verir. Aşırı dolgu uygulamaları yapay bir ifade yaratabilir, bu nedenle uzman kontrolü önemlidir.
Elmacık kemiği dolgusu kalıcılığı ne kadar sürer?
Ortalama 9 ila 12 ay boyunca etkisini sürdürür. Kullanılan dolgu maddesi ve kişinin cilt yapısı, kalıcılığı etkileyen başlıca faktörlerdir.
Elmacık kemiği dolgusu sonrası ödem ya da morluk oluşur mu?
İşlem sonrasında hafif ödem, kızarıklık ya da morarma görülebilir ancak bu etkiler genellikle birkaç gün içinde kaybolur. Buz uygulamasıyla bu belirtiler azaltılabilir.
Elmacık kemiği dolgusu kimler için uygun değildir?
Hamileler, emziren kadınlar, aktif enfeksiyonu olanlar ve dolgu içeriğine alerjisi bulunan bireylerde uygulanması sakıncalıdır. Uygulama öncesi değerlendirme şarttır.
Elmacık kemiği dolgusu yaşlanma etkilerini nasıl azaltır?
Dolgu sayesinde yanak bölgesi yukarı doğru desteklenir ve sarkma görünümü azalır. Bu da daha genç ve dinç bir yüz ifadesi oluşturur.
Elmacık kemiği dolgusu ile yanak dolgusu arasındaki fark nedir?
Elmacık kemiği dolgusu daha çok kemik üzerine uygulanırken, yanak dolgusu cilt altı dokulara hacim kazandırmak için yapılır. Her iki uygulama birlikte de yapılabilir.
Elmacık kemiği dolgusu sonrası makyaj yapılabilir mi?
İlk 6 saat makyaj önerilmez. Sonrasında steril ürünlerle hafif makyaj yapılabilir. Cildi ovuşturmaktan ve baskıdan kaçınılmalıdır.
Elmacık kemiği dolgusu işlemi sonrası dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
İlk 24 saat içinde ağır egzersizden, sauna ve buhar banyosundan uzak durulmalıdır. Dolgu yapılan bölgeye baskı uygulamamak ve yatarken yüz üstü pozisyondan kaçınmak önemlidir.

Prof. Dr. Murat Songu – Burun Estetiği (Rinoplasti) Uzmanı
Prof. Dr. Murat Songu, 1976 yılında İzmir’de doğmuş, tıp eğitimini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladıktan sonra Celal Bayar Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. 2005–2006 yıllarında Fransa’nın Bordeaux kentinde Prof. Vincent Darrouzet ve Dr. Guy Lacher gibi rinoloji alanının önde gelen cerrahlarıyla çalışarak rinoplasti, fonksiyonel burun cerrahisi ve kafa tabanı cerrahisi üzerine ileri eğitim almıştır.
Burun estetiğinde doğal görünüm, nefes fonksiyonunun korunması ve yüz estetiği dengesini ön planda tutan Prof. Dr. Songu, açık teknik rinoplasti, piezo (ultrasonik) rinoplasti, revizyon rinoplasti, burun ucu estetiği ve fonksiyonel septorinoplasti operasyonlarında ulusal ve uluslararası düzeyde tanınan bir cerrahtır. Yurt içi ve yurt dışında çok sayıda rinoplasti kongresinde eğitici ve konuşmacı olarak yer almış; yüz estetiği ve burun cerrahisinde modern tekniklerin yaygınlaşmasına öncülük etmiştir.
100’den fazla bilimsel yayını, kitap bölümü yazarlıkları ve 1700’ü aşkın uluslararası atfıyla rinoplasti alanında Türkiye’nin en saygın akademisyenlerinden biri olan Prof. Dr. Murat Songu, doğal, yüzle uyumlu ve fonksiyonel sonuçlar hedefleyen cerrahi yaklaşımıyla hem bilimsel hem estetik başarıları bir araya getirmektedir.

